top of page
bbhhh

Dinimizde iyilik yapmak önemli olduğu kadar onun yalnızca Allah (c.c.) rızası için yapılması da bir o kadar önemlidir. Çünkü İslam, tevhit dinidir. Yani Müslüman tek bir Allah’a (c.c.) inandığı gibi amellerini de yalnızca onun rızasını kazanmak için yapar. İyi ve güzel davranışların, Allah (c.c.) rızasının dışında başka çıkar ve amaçlar için yapılması tevhit inancıyla bağdaşmaz. Bu tür amellerin Allah (c.c.) için hiçbir değeri yoktur. Şu hâlde yaptığımız iyilikleri ne için ve hangi niyetle gerçekleştirdiğimiz çok önemlidir. Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadis-i şerifinde bu gerçeği vurgulamaktadır: “Ameller niyetlere göredir.”(Buhari, İman, 41) Bir başka hadisinde ise, “Allah, sizin şekillerinize değil kalplerinize bakar.”(Müslim, Birr, 33) buyurarak davranışlarımızın arkasında yatan amaçların önemini vurgulamıştır. Kur’an-ı Kerim’de gösteriş için yapılan maddi ve manevi iyiliklerin hiçbir karşılığının olmayacağı şu örnekle anlatılmaktadır: “Böylelerinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan düz kayaya benzer ki, sağanak bir yağmur isabet etmiş de onu çıplak pürüzsüz kaya hâline getirivermiştir. Bunlar kazandıklarından hiçbir şeye sahip olamazlar. Allah kâfirleri doğru yola iletmez.”(Bakara suresi, 264. ayet) Peygamberimiz (s.a.v.) de ibadetlerde Allah (c.c.) rızasının dışında amaçlar taşımanın yanlışlığına dikkat çekerek şöyle buyurmuştur: “Ümmetim hakkında en çok korktuğum şey, Allah’a şirk koşmaktır. Bu sözümle onların aya, güneşe veya puta tapacaklarını kastetmiyorum. Fakat beni korkutan şey, Allah’ın rızasının dışındaki amaçlar için yapılacak ameller ve gizli gösteriş duygularıdır.”(İbn Mâce, Zühd, 21) Öte yandan Allah (c.c.) rızası için yapılan iyiliğin durumu ise şöyle ifade edilmektedir: “Allah’ın rızasını aramak, kendilerini veya kendilerinden bir kısmını Allah yolunda sabit kılmak için mallarını Allah yolunda harcayanların hâli ise bir tepedeki güzel bir bahçenin hâline benzer ki, ona kuvvetli bir sağanak düşmüş de yemişlerini iki kat vermiştir. Böyle bir bahçeye yağmur düşmese bile mutlaka bir çisenti vardır. Allah, yaptıklarınızı görür.”(Bakara suresi, 265. ayet) Peygamberimiz (s.a.v.) de iyilikleri şöhret olmak için insanlara duyurmayı ya da insanların takdirini kazanmak için yapmayı doğru bulmamakta ve böyle yapanların gerçek niyetlerinin er ya da geç ortaya çıkacağını ifade etmektedir.(Buhari, Rikâk, 36) Yine yaptığımız iyiliklere karşılık maddi beklentiler içine girmemek gerekmektedir. Kur’an-ı Kerim’de bütün peygamberlerin (a.s.) insanları iyilik ve güzelliğe davet ettikleri ve bunun için insanlardan hiçbir ücret istemedikleri anlatılmaktadır: “De ki, buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum. Kendiliğimden bir şey iddia eden kimselerden değilim.”(Sad suresi, 86. ayet) Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de karşılık beklemeden iyilik yapanlar övülmüş ve onlar hakkında şöyle buyrulmuştur: “Onlar, Rablerinin rızasına ermek için sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli olarak ve açıktan Allah için harcayan ve kötülüğü iyilikle ortadan kaldıranlardır. İşte bunlar için dünya yurdunun iyi sonucu vardır.”(Ra’d suresi, 22. ayet)
“İyiliğin karşılığı, yalnız iyiliktir.” (Rahmân suresi, 60.ayet.)


bottom of page